Nisan Ayında Okuduğum Kitaplar – 2020

Merhaba Kediciklerim,

Kitap okumayı çok seviyorum. Bu sebeple de okuyabildiğim kadar kitap okumaya çalışıyorum. Nisan ayında da toplamda 9 adet kitap okudum ve sizlerle de paylaşmak istedim. Mart ayında okuduğum kitaplar için şuraya tıklayabilirsiniz. Sıra geldi kitaplara.

1. D. H. Lawrence – Lady Chatterley’in Aşığı: Bir klasik ile başladım bu ay. İlk okuduğum kitap romantik bir klasikti. Kitabın ilk yayınlanmasından sonra yasaklandığını öğrendim, ki sebebini de anlayabiliyorum. Kitap çok cesur bir dille yazılmış. Kocasını aldatan zengin bir kadının hikayesini okuyorsunuz. Cinsellik içeriği de bulunuyor kitapta. İlginç bir okumaydı benim için. Eğlenerek okudum.
   
   
2. Ahmet Ümit – Şeytan Ayrıntıda Gizlidir: Polisiye okumayı sevdiğimi daha önce de çok söylemiştim. Bu kitapta tadımlık öyküler var. Ahmet Ümit’in romanlarını daha çok seviyorum, öykülerden aynı keyfi alamıyorum. Bazı hikayeler çok keyif vericiydi, fakat birkaç öyküyü okuduktan sonra sonlarını tahmin edebilir hale geliyorsunuz. Çabuk okunuyor, ama yine de romanları tercih ederim.
   
   
3. Debbie Macomber – Mimoza Caddesi: Bir Cedar Cove romanı. Serinin Türkçe’ye çevrilen son kitabıydı. Daha önce bu yazarı okuduysanız, aşağı yukarı dilini tahmin edebilirsiniz. Aile öyküleri, romantik, sıcak hikayeler anlatıyor hep. Çerezlik kitap arıyorsanız, Debbie’nin kitaplarını önerebilirim.
   
   
4. Ayşe Kulin – Handan: Bu romanın ana teması Gezi olaylarıydı. O dönemi okumak güzeldi. Halide Edip Adıvar’ın aynı isimli romanına atıfta bulunarak yazılmış bir romandı. O kitabı okumadım ama Halide’nin Handan’ı ile Ayşe Kulin’in Handan’ının konuşmalarını okumak da güzeldi. Fakat olaylar tam olarak birbirine bağlanamamış, biraz zorlama geldi bana. Yine de kötü diyemem. Okunabilir bir kitaptı.
   
   
5. Murat Menteş – Ruhi Mücerret: İlginç karakter isimleri ile insanı şaşırtan bir kitap. Kitabın ilk yarısı çok güzeldi, çok beğendim, fakat yarısından itibaren okurken zorlandım, sıkıldım. İçerisinde bol bol aksiyon, bol bol aforizma içeren, biraz da bilimkurguvari öğeler barındıran bir kitaptı. Absürd komediyi severim, ama bu kitaba çok bayılmadım. 100 yaşına kadar yaşayan Ruhi’nin beynine çip konularak konuşulanların içerisine reklam konulma yerlerini çok sevdim. Fakat o sonlarındaki aksiyon bölümleri beni çok sıktı. Diğer kitapları da elimde var, umarım onlar daha iyidir.
   
   
6. Zeynep Sahra – Ayçöreği: Bu kitaba nereden başlasam… Aşk karesinde kalan Sahra, Sahra’nın aşık olduğu Ahmet’in davranışları, herkesin renkli gözlü olması, kitabın sonunda mafyanın araya karışması… Her şey olsun derken biraz suyu çıkmış bir kitap. Emir karakteri çok eğlenceliydi. Romeo ve Juliet alıntılarını da sevdim, ama onları da çok abartılı kullanmış yazar. Kitaptaki yazım hataları ise beni benden aldı. Vasatın biraz üstünde kaldı bana göre. Fazla klişe. Söylemek istediğim çok şey var ama buraya sığmaz. Bir de kitap yarım bitti. Baya baya yarım. Çerez kitap kategorisinde, sahilde güneşlenirken okuyabilirsiniz.
   
   
7. Ruth Rendell – Kutudaki Eller: Bir polisiye olarak elime aldığım kitap resmen bir aşk kitabı çıktı. Kapağına bakarak baya gerim gerim gerileceğimi düşünürken, kutudaki ellerin ne olduğunu hemen öğrendik. Bir adam eşini ve sevgilisini öldürüp ellerini kesip kutuya koyar. Cesetleri yakar ve elleri gömer. Yıllar sonra ellerden geriye kalan iskeletler bulunur ve ellerin kime ait olduğu bulunmaya çalışılır. Bu süreçte ailelerin yaşadıklarını okuyorsunuz. Bayılmadım. Hayal kırıklığına uğradım.
   
   
8. Franz Kafka – Milena’ya Mektuplar: Adından da anlaşılabileceği gibi mektuplardan okuşan bir kitap. Milena’ya yazdığı mektupları okuyoruz Kafka’nın. Çok güzel bir dille yazılmış. O aşkı hissediyorsunuz ve o dönemi tanıyorsunuz. Yine sonlarına doğru sıkılsam da, iyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu. Kafka sonuçta. Edebimle beğenirim.
   
   
9. Akif Bayrak – Çikolata Tadında Hikayeler: Bu kitabı yıllar önce almıştım. Kitaplığımızdaki her kitabı okumak istememle birlikte bu kitabı da okudum. Fakat hiç beğenmedim. Dinle ilgili hikayelerden oluşuyor çoğunlukla. Ortaokul çocuklarına yönelik yazıldığını düşünüyorum, yine de çocuğunuza vermeden önce kendiniz de okusanız iyi olabilir. Birkaç hikaye dışında kitabı genel olarak beğenmedim. Çikolata tadında diyince daha sıcak, daha iç ısıtıcı, daha tatlı öyküler beklemiştim. Sağlık olsun.

Benim Nisan ayında okuduğum kitaplar bu şekildeydi. Sizin bu kitaplardan okuduklarınız var mı? Siz Nisan ayında neler okudunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Sevgiler.