Çok uzun zamandır bu kadar verimli bir ay geçirmemiştim. Toplamda 14 kitap okudum Mart ayında! Kişisel gelişim, macera, fantastik, klasik, romantik, gençlik edebiyatı… Çeşit çeşit kitap geçti elimden. Hepsini her ay olduğu gibi kısa kısa yorumladım. 3 kitabı kobodan, 1 kitabı ise kütüphaneden ödünç alarak okudum. 2022 yılında 105 kitap hedefime ulaşacak gibiyim sanki 🤗. Şimdi gelelim minik yorumlarıma.
- Celeste Ng – Sana Söyleyemediğim Her Şey: Çerezlik kategorisinden bir kitap. Lydia ortadan kaybolur ve ailesi onu bulmaya çalışırken kızları hakkında bilmedikleri şeyler öğrenirler. Aile dramı olarak da değerlendirilebilecek bir kitap. Biraz yavaş ilerliyor. Çocuğunuz varsa okurken kendinizi ve çocuğunuzla olan ilişkinizi sorgulayabilirsiniz. Belki de her şey göründüğü gibi değildir…
- Virginia Woolf – Jacob’ın Odası: Virginia Woolf bilinçakışı yöntemi ile yazıyor kitaplarını. Bu kitabı da öyle yazılmış. Bol bol tasvir içeriyor. Hikayeler kopuk kopuk, tam anlamaya başlıyorum diyorum bir yerlerde gene kopuyorum. Okurken anlayamadığım ve çok zor bitirdiğim bir kitap oldu. Ne anlattı kitap, aklında ne kaldı derseniz, hiçbir şey anlamadım ve hiçbir şey kalmadı aklımda.
- Patrick Ness – Biz, Ölümlüler: Kitabın özeti; “Ya seçilmiş kişi değilseniz?” Fantastik bir dünyada, canavarlarla savaşması gereken bir yarı tanrının arkadaşı olan Mickey’e odaklanıyor hikaye. Seçilmiş kişi olan karakterlerin yanında yer alan sıradan insanların hikayeleri aslında. Sevdim mi, sevmedim mi çok da emin olamadım.
- Barbara Freethy – Geceye Fısıldanan Dilekler: Aynı günde doğan 3 kadının hikayesini anlatıyor kitap. Hayatlarını nasıl değiştirmeye karar verdiklerini ve tabii ki gerçek hayatta olmayacak olan tesadüfleri okuyoruz. Bir sahil kitabı daha… Hiçbir şey düşünmeden okuyabileceğiniz, sizi yormayacak bir kitap arıyorsanız bakabilirsiniz. Okuyunca size bir şey katar mı, pek sanmıyorum açıkçası.
- Nikolai Gogol – Bir Delinin Anı Defteri, Palto-Burun, Petersburg Öyküleri ve Fayton: Lise çağında “Ölü Canlar”ı okuyamamamla birlikte Gogol’dan hep kaçmıştım. Ta ki bu kitaba kadar… En son ne zaman bir klasik okurken kahkaha attığımı hatırlamıyorum. Gogol’un öykülerine, kalemine, mizah anlayışına bayıldım. Her bir hikaye birbirinden güzeldi. “Ölü Canlar”ı tekrar okumak istememe neden oldu, o kadar söyleyeyim. Okumadıysanız mutlaka şans verin.
- Gary Chapman – The 5 Love Languages (Beş Sevgi Dili): Bu kitabı Kobo üzerinden okudum. Evli olan ya da sevgilisi olan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Herkesin sahip olduğu sevgi dillerini nasıl keşfedebileceğimizi ve partnerimize nasıl davranmamız gerektiğini anlatıyor. Kitabın sonunda kendi sevgi dilinizi keşfetmeniz için hazırlanmış bir test de var. Güzel bir kişisel gelişim kitabıydı. İlişkinizi daha iyi bir seviyeye getirmek istiyorsanız, okuyun.
- Kevin Leman – 7 Things He’ll Never Tell You: Kobodan okuduğum bir kitap daha. İlişki konusunda erkekleri daha iyi anlamanıza yardımcı olabilecek ve nasıl davranmanız gerektiği konusunda ipuçları verebilecek bir kitap. Çoğu bildiğimiz şeyler olsa da, okuması eğlenceliydi. Eşinizle ya da sevgilinizle çok çatışma yaşıyorsanız, okuyabilirsiniz.
- Scott Hawkins – Kül Dağı’ndaki Kütüphane: Heyecanın hiç bitmediği, maceranın ve fantastik edebiyatın dibine kadar yer aldığı bir kitap. Sürekli bir heyecan, sürekli bir macera. Okurken yoruldum 😊. Fantastik hikayeler seviyorsanız, evrenin sırlarını gizleyen bu kütüphane çok ilginizi çekecek.
- Esra Ezmeci – Süt Lekesi: Çok farklı psikolojik hastalıkları olan bir grup insanı bir araya getiren psikoloğun ağzından okuyoruz olayları. Kitap, insanın içerisindeki kötülüğe odaklanıyor. Kitabın sonlarında bu insanları neden seçtiğini de öğreniyoruz. İlginç bir kitaptı. Çok bayılmadım ama okunabilir.
- Gabriel García Márquez – Kırmızı Pazartesi: Çok ilginç bir kısa öykü. Herkesin öldürüleceğini bildiği ama kimsenin bir şey yapmadığı bir olay anlatılıyor. Ana konusunun namus hikayesi olması ile de kültürümüze de çok yabancı değil aslında. Dili de çok güzel. Yüzyıllık Yalnızlık okuduktan sonra bu yazardan kaçsam da bu kitapla önyargım biraz kırıldı. Çözümlemeleri ve dili ile önerilir.
- Phyllis Curott – Wicca Made Easy: Kobodan okumaya başladıklarımı bitirdiğim bir ay oldu Mart ayı. Bu kitap da kobodan bitti. Özünde cadılıkla ilgili bir kitap olsa da, kristaller, ritüeller, tanrılar vs hakkında da bilgiler içeren bir kitap. Ruhsal konulara meraklı iseniz, bakabilirsiniz.
- Sinan Canan – Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler: Bu kitabı satın aldığımda bilimsel araştırma yazıları okuyacağımı düşünmüştüm, fakat öyle olmadı. Evrim ve kaos gibi konuları din çerçevesinde anlatan bir kitap. Evet, bilimsel bilgiler bulunuyor içerisinde, ama benim beklentimi karşılamadı. Daha çok yazarın bazı konular üzerine yazdığı düşünce yazıları gibi olmuş.
- Agatha Christie – Gizli Düşman: Agatha Christie’nin ikinci romanı. Tommy ve Tuppence isimli 2 gencin Genç Maceracılar isimli bir şirket kurması ile hayal bile edemeyecekleri bir olayın ortasına düşmelerini anlatıyor. Temelinde ise klasik Christie kitapları gibi bir cinayet barındırmıyor aslında. Kayıp bir kızın peşine düşen ikili, ölümle de burun buruna geliyor. Agatha sevenler okumalı.
- Hermann Hesse – Boncuk Oyunu: Uzun uzun tasvirlerin bulunduğu, insanı okurken çok yoran, neredeyse hiç diyalog içermeyen bir kitaptı. Beni okurken çok yordu. Bir başyapıt olarak kabul edilse de, maalesef kitaptan aklımda birkaç kelime haricinde bir şey kalmadı. Kitap beni aştı diyebiliriz sanırım. 40 kütüphane daha kitap okumam gerekiyor anlamak için belki de. Zor bir kitaptı.
Mart ayında okuduğum kitaplar bu şekildeydi. En sevdiğim kitap ise Gogol’un öyküleri oldu. Önyargımı kırdı ve tekrar Gogol okuma isteği uyandırdı bende. Siz Mart ayında neler okudunuz ve en sevdiğiniz kitap hangisiydi? Yorumlarda buluşalım.
Sevgiler 🤗
Şubat Ayında Okuduğum Kitaplar: Tık Tık