1. Ana Sayfa
  2. Kişisel Gelişim

ŞUBAT AYINDA OKUDUĞUM KİTAPLAR – 2020

ŞUBAT AYINDA OKUDUĞUM KİTAPLAR – 2020
0
Merhaba Ay Işıklarım,

Kitap okumayı çok seviyorum. Bu sebeple de okuyabildiğim kadar kitap okumaya çalışıyorum. Şubat ayında toplamda 8 adet kitap okudum ve sizlerle de paylaşmak istedim. Ocak ayında okuduğum kitaplar için şuraya tıklayabilirsiniz. Sıra geldi kitaplara.

Kristin Hannah – Yıldız Masalı: İlk olduğum kitap romantik bir kitaptı. Bu yazarın adını her yerde duyuyoruz, ben de merak edip kütüphaneden bir kitabını alıp okumak istedim. Klasik bir aşk romanı. 2 erkek arasında kalan karakterin duygusal gelgitlerini okuyoruz kitap boyunca. Sonu çok tahmin edilebilir, hızlı okunan bir romandı. Bayıldığım söylenemez fakat nefret de etmedim, küçük Izzy karakteri beni çok etkiledi. Kafa dağıtmak istiyorsanız ideal bir seçim olabilir.

Ümit Aktaş – Mutluluk Kürleri: Daha sağlıklı bir yaşam için önerilerde bulunan, cesur bir dille yazılmış bir sağlık kitabı. Çok beğendim. İçinde sağlıklı tarifler, öneriler de yer alıyor. Hastalıkları ilaçla değil, beslenme ile düzeltilebileceğini vurgular. Canan Karatay kitaplarına benziyor biraz da. Ümit Aktaş kanıtlarla konuşuyor ve bazı konuları tokat gibi yüzümüze vuruyor. Sıkmadan, yormadan anlatıyor bildiklerini. Bu kitabı da kütüphaneden almıştım, diğer kitaplarını da alıp okumak istiyorum.

Jean Christophe-Grange – Koloni: Grange’ın kitaplarını çok severim. Çoğu kitabını da okudum. Fakat bu kitapta bir şeyler eksik gibiydi. Tam olarak ne olduğunu da çözemedim. Ortalarda sonu biraz tahmin edilebilir geldi bana. Biraz da sıkıldım okurken. İşlenen sıra dışı cinayetlerin bir çocuk kolonisi tarafından gerçekleşmesini konu almış yazar. Maalesef okuduğum en kötü Grange romanıydı. Hayal kırıklığına uğradım. Kitap genellikle çok da güzel yorumlar almış, belki de ben bir şeyleri gözden kaçırdım. Ya da Grange benim gözümde o kadar büyümüş ki, daha vurucu şeyler bekledim. Bilemedim.

Gene Stone – The Secrets of People Who Never Get Sick: Bu kitabı da Kobo’dan okuyarak bitirdim. Yine bir sağlık kitabı. 25 tane sağlık sırlarından bahsediyor. Fena bir kitap değildi. İçinde ilgi çekici noktalar barındırıyor. Bazıları uygulanabilir olsa da, bazı maddeler kesinlikle denemeyeceğim ya da deneyemeyeceğim şeyler. Beni çok etkilediğini söyleyemem.

Karl Ove Knausgard – Çocukluk Adası: Knausgard otobiyografisini anlatan bir seri yazdı. Bu da o serinin üçüncü kitabı. Yaşadığı olayları bir çocuk gözüyle anlatması hoşuma gitti. Çocuklukta herkesin – özellikle de erkeklerin – başına gelebilecek olayları yaşamış kendisi de ve bunları yazıya dökmüş. Ergenlerin ruh halini de güzel anlatmış. Fakat yine de bu kitap serisinin neden bu kadar büyütüldüğünü ve Knausgard’ın bu kadar övgü aldığını pek anlayamıyorum. Sanırım anlayamayacağım da. Seriye başladık bir kere, diğer kitaplarını da seri bozulmasın diye okuyacağım.

Mario Mazzanti – Öldürmek İçin Mükemmel Bir Gün: Polisiye kitaplarını çok seviyorum, bu yazarı da ilk “Şah Mat” kitabı ile tanımıştım. O kitabı harikaydı. Ama bu kitabı… Uzun zamandır okuduğum en kötü polisiyelerden biriydi. Puntolar kocaman ve kitap da kısa olmasına rağmen kitap resmen akmadı. Sıkıldım, sıkıldım durdum. Cinayetler, dedektif, ipuçları… Bunlar zaten klasik. Kitapta iki son var aslında. Bir tanesi beni oldukça şaşırttı ama diğer konu ise çok alakasızdı. Konuyu bağlayamadığını düşünüyorum. “Şah Mat” tan ötürü büyük beklentiyle başladım, maalesef beklentimi karşılayamadı.

Paul Auster – Leviathan: Bu da yine bir polisiye olarak başlasa da daha sonrasında biraz kadın-erkek ilişkilerine dönen bir romandı. Ana karakterin bir arkadaşının bir arabanın içerisinde patlayarak ölmesi ile başlıyor roman. Ama kitabın tamamı bu konuyla devam etmiyor. Kitabın içerisinde melankolik karakterler var. Kitaptaki karakterlerin psikolojik durumu çok güzel işlenmiş, bazı karakterlerin yaptıklarını anlamsız, hatta ahlaksız bulabilirsiniz. Dili akıcı ve kolay okunuyor. Kitabı beğendim mi beğenmedim mi, aradan 3 hafta geçmesine rağmen hala emin değilim.

Neval El Seddavi – Sıfır Noktasındaki Kadın: İdam cezasına çarptırılmış bir fahişenin hikayesi… Beni çok etkiledi. Okurken kitaptaki erkeklere çok sinirlendim, Firdevs’e ise çok üzüldüm. Kadın olmak her yerde zor. Ataerkil bir toplumda yaşamak gerçekten zor. Kısacık bir kitap olmasına rağmen içinde çok fazla duygu barındırıyor ve kalbinize dokunuyor. Etrafındakiler ne dediyse onu yapıyor, fakat bir kere karşı çıkmaya çalıştığında da, sonucu idam cezası oluyor. Hayatın gerçeklerini utanmadan, açıkça anlatan bir kitap. Kesinlikle okunmalı.

Bu ay okuduğum kitaplar bu şekildeydi. Mümkün olduğu kadar kısa tutarak yorumlarımı yazmaya çalıştım. Umarım okuyacaklar için faydalı olmuştur.

Peki siz Şubat ayında neler okudunuz? Bu kitaplardan okuduklarınız var mı? Yorumlarınızı bekliyorum.

Sevgiler.

 

E-Bülten Abonesi Olun

En yeni içeriklerimizden ilk sizin haberiniz olsun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Gizlilik politikamızda daha fazlasını okuyun.
Lütfen spam klasörünü kontrol edip güvenli olarak işaretleyin.

İlginizi Çekebilir

Yorum Yap